26 Ocak 2014 Pazar

Şubat 2014: Epilepsi

Şubat ayında fazla bilgi sahibi olmadığımı ve gerçekten merak ettiğim bir konu başlığı seçtim. Yıllar önce izlediğim bir belgeselde; epilepsi tedavisi için uygulanan bir yöntem sonucu hastalığın iyileştiği ancak ortaya "sol el sendromu" diye tanımlanan bir yan etkinin oluştuğundan bahsediliyordu. Konu tıp ile ilgili olduğundan elbette fazla derin bir araştırma yapamayacağım, ancak genel olarak bana oldukça ilginç olan bu konu hakkında yeni bir şeyler öğrenmeye çalışacağım.

Şubat ayında sadece "epilepsi"nin tıbbi yönü değil, aynı zamanda epilepsi hastası olan edebiyat, müzik ve sinema alanlarında ün yapmış bazı kişileri de incelemeyi düşünüyorum. Ayrıca hastaların nöbet sırasında neler yaşadığına ilişkin de bazı bilgiler bulmayı umuyorum. Bunların tümünü yetiştirmem zor olsa da birkaç arkadaşımdan söz aldım yardımları için. Umarım içerik olarak herkesin az da olsa yararlanabileceği bilgiler derleyebilirim.

19 Ocak 2014 Pazar

Kedi ve Müzik



Bu başlıkta ilk aklıma gelen “The Joker” şarkısı oldu. Sözlerinde kedilere ilişkin bir şey bulunmamasına karşın bu şarkıya Fatboy Slim tarafından yapılmış klipte bir dolu tatlı kedi oynatılmış. Elbette ustalara saygı gereği öncelikle şarkının asıl sahibi Steve Miller Band müzik grubu ile ilgili bazı bilgiler vermek istiyorum.

Steve Miller Band'in kurucusu ve solisti olan Steve Miller 5 Ocak 1943 tarihinde Milwaukee/Wisconsin’de doğmuştur. İlk grubunu “Marksmen” adıyla henüz 12 yaşındayken kuran Steve Miller, 1962 yılında Wisconsin Üniversitesi’ne başlamıştır. Burda da “Ardell” isminde yeni bir grup kurmuştur. Son sınıfta “Karşılaştırmalı Edebiyat” alanında diplma almasına yalnızca 6 saatlik kredisi kalmışken okulu bırakmış ve babasının endişelerine karşın annesinin teşvik etmesi sonucu kariyerine müzikle devam etme kararı almıştır. Miller bir reportajında; okulu bırakıp müzik yapma kararını ailesine açıkladığında babasının kendisine deliymiş gibi baktığını, ancak annesinin “Bunu şimdi yapmalısın.” dediğinden bahsetmiştir.

Daha sonra Miller Chicago’ya gitmiş ve gece klüplerinde çeşitli blues gruplarıyla birlikte müzik yapmıştır. 1966 yılında Steve Miller Band’i kuran Miller, grubun vokalistliğini de kendisi üstlenmiştir. Grubun ilk albümü 1968 yılında “Children’s of Future” adıyla çıkmış ve grup 2011 yılına kadar toplam 18 albüme imza atmıştır.
Sanırım Steve Miller Band’in en çok bilinen şarkısı 1976 yılında çıkan “Fly Like an Eagle” albümünde yer alan “Serenade”dır, ancak konumuız itibariyle sadece 1973 yılında çıkan 8. albümüyle aynı adı taşıyan “The Joker” şarkısından kısaca bahsedeceğim.  Öncelikle şarkının sözlerini vereyim:

Some people call me the space cowboy, yeah
Some call me the gangster of love
Some people call me Maurice
'Cause I speak of the pompitous of love

People talk about me, baby
Say I'm doin' you wrong, doin' you wrong
Well, don't you worry baby, don't worry
'Cause I'm right here, right here, right here, right here at home

'Cause I'm a picker, I'm a grinner
I'm a lover and I'm a sinner
I play my music in the sun

I'm a joker, I'm a smoker
I'm a midnight toker
I get my lovin' on the run

You're the cutest thing that I ever did see
I really love your peaches, want to shake your tree
Lovey-dovey, lovey-dovey, lovey-dovey all the time
Oee baby, I'll sure show you a good time

'Cause I'm a picker, I'm a grinner
I'm a lover and I'm a sinner
I play my music in the sun

I'm a joker, I'm a smoker
I'm a midnight toker
I sure don't want to hurt no one

People keep talking about me, baby
They say I'm doin' you wrong
Well, don't you worry, don't worry
No, don't worry, mama, 'cause I'm right here at home

You're the cutest thing I ever did see
Really love your peaches, want to shake your tree
Lovey-dovey, lovey-dovey, lovey-dovey all the time
Come on baby now, I'll show you a good time


Şarkının yazarı Steve Miller olmakla beraber şarkıdaki “Lovey-dovey” kısmı Memphis Edward Curtis ve Ahmet Ertegün imzasını taşımaktadır.

Kedilerle ilgili kısma gelecek olursak…
İngiliz DJ Norman Quentin Cook, sahne adıyla Fatboy Slim 2004 yılında çıkardığı “Palookaville” albümünde “The Joker” şarksını sözlerinde ufak değişiklikler yaparak “cover”lamıştır. Şarkının klibinde de en başta bahsettiğim gibi çok şirin kedicikler oynamıştır.


Kliple ilgili olarak yorumuna katıldığım bir Ekşi Sözlük yazarından (mortanius) alıntı yapmak sanırım yeterli olacaktır:

“süper eğlenceli bir klip! defalarca izledim ama bir o kadar daha izlerim sıkılmadan.. düşük bütçeyle de gayet güzel klip yapılabildiğinin en güzel örneklerinden biri kanımca.(bizim şarkıcılara ders olsun) kedilere yüklenen roller ve giydirilen giysiler, içlerinde bulundukları ortamlar falan harika, çok iyi düşünülmüş.. maurice's place'teki televizyondaki kedi dövüşü, işe giden kediler, belediye işçisi kediler, polis kedi, evsiz kedi, ondan sonraki haydut kedi.. hepsi birer harika! (trolley station'daki ördekler de çok tatlılar) ayrıca dikkat ettim, esas kedimiz catnipe tam 500$ veriyor. dolarların üzerinde de franklin yerine bi kedi resmi olsaymış iyi bir detay olurmuş.. kafayı bulma efektleri de ayrı güzellikte olmuş. dikkat ettiğim bir detay daha var, kedinin bir tanesi paso arabaların önüne atlayıp duruyor, iki kez ezilme tehlikesi geçirdi klipte (1- klibin ortasında, şehir merkezini gösterirken jipin önüne inerek 2-fatboy slim konser kuyruğunda beklerken yola atlıyor). pikabın üstünde dönen kediye de epey bir güldüm; ordan inmeyi bırakın, dönerken arada bir sağına soluna bakarak mekanizmayı çözmeye çalışıyor. on/off switchini arıyor sanki. en beğendiğim noktalardan biri de, klibin başındaki "meowvember" muhabbeti oldu. yalnız klibin ortalarındaki kedinin ne yaptığını anlamadım. mahallenin delisi midir nedir? kafasındaki nesneyi çıkarmak için çırpınıp duruyor hayvan, yazık. kafasındakinin ne olduğunu da çözebilmiş değilim bu arada.. sonuç olarak, strongly recommended bir klip. kesinlikle izleyin!
10.12.2007  19:20  mortanius

Kaynaklar:

5 Ocak 2014 Pazar

Kedi ve Felsefe



Schrödinger’in Kedisi:

Olay kuantum fiziği ile ilgiliymiş. Ne yazık ki fizikçi değilim ve konuya hakim okuyucularımdan şimdiden özür diliyorum.

“Kuantum” sözcüğü Almanca’da miktar anlamına gelmektedir. Fizikçi Max Planck bu kelimeyi enerjinin bölünmez en küçük parçası olarak tanımlamıştır. Yani bu bilim dalı atom, atom çekirdekleri ve bunları oluşturan parçalar arasındaki etkileşimi incelemektedir. Öncelikle hiçbir nesnenin kendi başına var olmadığı ve çevresi ile birlikte düşünülmesi gerektiği belirtilmektedir. Nesneler birer dalga paketleridir ve bu paketleri bir arada tutan da potansiyel enerjidir.

Konuya daha detaylı girmek benim açımdan işleri daha da çıkmaza sokuyor. Bilmemek ayıp değil ama öğrenmek de her zaman kolay olmuyor ve bazı şeyleri öğrenebilmek için yıllar bile yetmeyebiliyor. Dolayısıyla konuya hemen girip detaylarda kendimi boğmamayı uygun gördüm.
Anladığım kadarıyla kuantum fiziğinde sürekli bir zaman yok ve zaman “an”lardan oluşan bir bütün. Ayrıca “Planck” süreleri denilen bu en küçük zaman dilimleri birbirlerinde bağımsız da olabiliyor. Yani tüm evren her Planck süresi arasında yok olup yeniden oluşuyor. Burada hemen akla bir soru geliyor. O zaman nasıl oluyorda birbirinden bağımsız olan bu sürelerde yeniden aynı evren oluşabiliyor? Bunu ad “şimdiki anın hem geçmişi hem de geleceği barındırdığı” ile açıklıyorlar. Bu etkileşim bilgi nakli yoluyla gerçekleşiyor ancak bilgi nakli kesinlikle bir hareket olarak tanımlanmıyor. Zira an içerisinde hareketin olmadığı savunuluyor.
Ayrıca, şimdiki anda geçmiş ve gelecek birlikte varsa, o zaman kader de vardır. Peki özgür irade nerededir? Bu noktada açıklama şöyle yapılıyor: Gelecek olacaktır ve geçmiş de elbette olmuştur. Fakat mutlak kadercilik inancı yanlıştır, çünkü her an belli bir olasılıkla oluşmaktadır ve bu olasılık da belirsizlik içerdiğinden mutlak kaderden bahsedemeyiz.
(Kaynak: http://www.erisi.com/kuantum/KUANTUM/nedir.html ve onlar da www.indigodergisi.com dan alıntılamışlar)

Şimdi gelelim “kedi” olayına…

Kuantumda bütün fiziki sistemler, neden-sonuç ilişkisine bağlı kalmak koşuluyla, birkaç olası durumun karışımı bir durumdadır. Eğer bir deney gerçekleştirilirse, başka bir deyişle dışarıdan sisteme müdahale edilirse, fiziksel sistem bu olası durumlardan birine çöker. Yani gerçekleşen durum, deney sonunda bizim ölçüm olarak sistemde gözlediğimiz sonuçtur. Bu sonuç deneyden önce var olan sonuçlardan biridir. Bu durumu açıklayan en güzel örnek Erwin Schrödinger tarafından bulunmuş meşhur Schrödinger’in kedisi düşünce deneyiyle açıklanabilir.

Deneyde; içi görünmeyen kapalı bir kutunun içinde, içindeki radyoaktif madde radyoaktif ışıma yaptığında kolu aşağıya inecek bir makine, makinenin ucuna bağlı bir çekiç, çekicin ucunda çekiç hareket ettiğinde kırılacak bir cam fanus, cam fanusun içinde döküldüğünde çevresindeki bütün canlıları öldürebilecek kadar kuvvetli bir zehir bulunmaktadır. Radyoaktif ışımalar önceden öngörüye izin vermeyecek şekilde rastgele gerçekleşir. Bu kutunun içine bir kedi konulur ve kutu kimsenin göremeyeceği şekilde kapatılır. 

Kedinin hali ölü olmak ve canlı olmak durumlarının karışımıdır. Kutuyu açmadan, daha fazla bir şey öğrenmemiz mümkün değildir. Bu daha önce karşılaştığımız türden bir hayat değildir. Fakat bir kişi kutunun kapağını açıp da kedinin durumuna baktığında -ki bu sisteme müdahale etmek ya da deney yapmak anlamına gelmektedir- kişi kediyi ya canlı görecektir -ki bu durumda iki olasılıktan canlı olma olasılığına bir çökme söz konusudur- ya da kediyi ölü görecektir -bu durumda da diğer olasılığa bir çökme söz konusu olur. Kısaca gözlem yapmadığımız bir sistem bizim açımızdan birkaç olasılıksal (fakat nedensellik ilişkisi olan) durumun karışımı bir halde bulunur. Ne zaman biz gözlem yapıp o sistem hakkında ölçüm yaparsak, ölçümümüz bu ihtimallerden biri olarak gerçekleşir. Heisenberg benzer bir şekilde şöyle demektedir;
“... en küçük parçalarının, gözleyip gözlemediğimizden bağımsız bir şekilde, bir ağaç gibi ya da bir kaya gibi objektif bir şekilde var olan gerçek objektif bir dünya fikri (...) mümkün değildir...”
 
Sonuç olarak; fiziki sistemler, büyüklüğü değiştikçe başka modellerle açıklanabilecek bir yasaya bağlı hareket ederler. Kuantum teorisi son yüzyılda küçük şeyleri açıklamak için ortaya çıkmış ampirik ve deterministik olmayan bir teoridir. Küçük şeyleri açıklamak için ortaya çıkarılsa da bugün evrenin bütün yasalarının kuantum teorisine uygun olması gerektiği düşünülmektedir.
(Kaynak: http://dergi.aktiffelsefe.org/index.php?option=com_content&view=article&id=43:kuantum-fz-ve-felsefe&catid=15:64&Itemid=23)

4 Ocak 2014 Cumartesi

Kedi ve Sinema



İçinde Kedi Olan Filmlere Birkaç Örnek

Dr. Seuss' The Cat in the Hat
Türkiye’de “Kedi” adıyla vizyona giren filmin yönetmeni Bo Welch’tir. Oyuncu kadrosunda ise; Mike Myers, Spencer Breslin, Dakota Fanning, Alec Baldwin yer almaktadır. 2003 yapımı olan filmin Türkiye’de vizyona giriş tarihi 23 Nisan 2004’tür. Dr. Seuss’un kitabından uyarlanmış olan filmde Paris Hilton’un da rol aldığını hatırlatalım. Filmin 03.01.2014 tarihi itibariyle IMDB puanı 3,7’dir. Filmi izlemedim ancak genel yorumlar, filmin sıkıcı ve sadece çocuklara hitap ettiği yönünde.

Puss in Boots
2011 yapımı olan film “Çizmeli Kedi” adıyla 13 Ocak 2012 tarihinde Türkiye’de vizyona girmiştir. Filmin yönetmen koltuğunda, daha önce Shrek, Shrek 2 ve Madagaskar filmlerinin de yönetmenliğini yapmış olan Chris Miller oturmaktadır. Animasyon olan filmin seslendirenleri arasında Antonio Banderas, Salma Hayek, Zach Galifianakis, Guillermo del Toro,  Billy Bob Thornton gibi isimler yer almaktadır. Türkçe seslendirme kadrosunda ‘Kedi’yi seslendiren Engin Alkan’ın yanı sıra, Canan Kılıç, Aydoğan Temel, Hakan Akın, Zeyno Eracar, Fatoş Ceylan ve Mazlum Kiper bulunuyor (Kaynak: www.seslendirme.com). Film oldukça eğlenceli ama elbette daha çok çocuklara hitap ediyor. İlk olarak Shrek filminde karşımıza çıkan Çizmeli Kedi’nin Shrek ve Eşek ile tanışmadan önceki hayatını konu ediniyor. 03.01.2014 tarihindeki IMDB puanı 6,7.

Nocturna
İçinde kedilerin olduğu filmlere örnek verirken asla atlanmaması gereken bir film; Gece ve Pisiler. 2007 İspanya-Fransa ortak yapımı olan filmin yönetmenleri; Adria Garcia ve Victor Maldonado'dur. Filmde kedilerin yanı sıra bir de kedi çobanı vardır. Kedi çobanı, geceleri çocukların uyumasına yardımcı olan kedileri yönetmektedir. Filmi 3-4 kez izlemiş birisi olarak kesinlikle izlemenizi öneririm. IMDB puanı 06.01.2014 tarihi itibariyle 7,4 olan film şimdiye kadar izlediğim en iyi 10 animasyon film içerisinde kendisine rahatlıkla yer bulacaktır.